Anne Sütünden Kesme Yöntemleri - Doğru Uygulamalar
Tekrar Merhaba,
Yine çok önemli bir konuyu sizlere iletmek üzere buradayım. Bebeğimi anne sütünden kesme sürecim, bu süreçte yaşadıklarım ve tavsiyelerimi sizinle paylaşıyor olacağım.
Çevremdeki bir çok annenin deneyimlerini dinlediğim ve benim de yaşadığım, aşılması çok zor gibi görünen ama doğru yöntemlerle daha kolay atlatılabilecek çok önemli bir süreçten bahsediyor olacağız.
Evet, çocuğumuzun büyürken karşılaştığımız her bir süreç, yada büyüme aşaması, doğru uygulamaları bildiğimiz zaman aşılması kolay ancak yanlış uygulamalar söz konusu olduğunda geri dönüşü zor ve belki de çok sevdiğiniz yavrumuzda hiç istemediğimiz ve "keşke bilseydim de öyle yapmasaydım" dediğimiz olumsuz tecrübelere dönüşebiliyor bazen. Böyle olmaması için okumak, araştırmak ve tecrübeleri paylaşmak önemli diye düşünüyorum.
Oğlum Yağız, pek çok annenin kendi çocuğu için söylediği gibi anne sütüne oldukça düşkün bir çocuktu. Öyle ki "nasıl memeden keseceğim" konusu gözümde bir dağ gibi büyüyordu. Açıkçası çok zorlanacağımı hatta bu konuyu aşamayacağımı düşünüyordum. Ama durmadan okudum, araştırdım, yanlış bir şey yapmamak için. Eşimi de bilgilendirdim. Çünkü sadece anne olarak sizin bir şeyleri bilmeniz, öğrenmeniz yeterli değil ne yazık ki. Eşinizin de sizinle aynı bilgilere sahip olması lazım. Bunu hiç bir aşamada atlamamalısınız. Çünkü çocuğunuzun yanında eşinizin bilmeden söyleyeceği tek bir cümle dahi süreci olumsuz etkileyebilir. Mesela biz bu süreçte Yağıza asla "sen artık büyüdün, büyük çocuklar meme emmez, ama ayıp" vs. bu tarz şeyler söylemedik. Hatta eşim bu sürece hiç dahil olmadı diyebilirim (meme emmeden uyutma sürecine verdiği destek dışında). Çünkü bence doğrusu zaten budur. Bu süreç anne- bebek arasındadır. Başka bir kişinin (eş, anneanne, babaane vb.) sürece sözlü şekilde bile olsa dahil olması süreci her türlü olumsuz etkiler. Bebeğini emziren anne olduğu gibi, memeden kesmeye hazırlayacak olan da annedir. Memeden kesme sürecini anne kararlı bir şekilde başlattıktan sonra, çevresinde bebeğe en yakın olan ikinci kişi anneye fiziksel destek sağlayabilir.
Bir diğer önemli konu ise; (eğer annenin sütü yeterliyse) başta bebeğin anne sütü alma ihtiyacının yeterli süre karşılanmış olması ve sonra da annenin ruhen memeden kesme sürecine hazır olması diyebiliriz. Bebek için minimum yeterli süre biliyorsunuz ki 6 ay. Ancak sütünüz yeterliyse elbette ki çocuğunuzu 2 yaşına kadar emzirmeniz en doğrusu. Yağız'ı memeden kesmem ne kadar sürdü diye sorarsanız "30 ay" diyeceğim :) Ben 2 yaşına kadar emzirmeye kararlıydım. Çok şükür ki mümkün de oldu. 2 yaşına geldiğinde kesme sürecini araştırmaya başladım. Ancak henüz ne Yağız ne de ben ruhen bu süreci tamamlamaya hazır değildik, yani ben böyle hissediyordum. Ve çevremdeki insanların ne dediğini önemsemeden, oğlumu gereksiz bir travmaya sokmadan "azaltarak kesme" yöntemini uygulamaya karar verdim. Görüşlerine çok değer verdiğim Pedagog Adem Güneş'in kitabında da sürecin maksimum 30 aya kadar uzatılabileceği yazıyordu. Ben de bu görüşü dikkate aldım ve 2 yaşından sonra kararlı bir şekilde gün içerisindeki emme sıklığını azaltarak 30. ayda bu süreci sağlıklı bir şekilde sona erdirmeyi hedefledim. Burada önemli bir nokta da sizin; bu sürecin şak diye bitmeyeceğini ve bitmesinin de doğru olmadığını, bunun önceden planlanıp, zamana yayılarak sabırlı ve kararlı bir şekilde aşama aşama sonlandırılması gereken bir süreç olduğunu anlamanızdır. Yani kısacası ben memeden birden bire kesme yöntemini doğru bulmuyor ve kimseye mecbur kalmadığı taktirde önermiyorum. Çocuk onca ay alıştığı ve sadece süt değil sevgi ve güven aldığı ve güvenle bağlandığı bir şeyden aniden, zorla hiç alıştırılmadan hazırlanmadan ayırılırsa oluşacak travma hiç bir şekilde telafi edilemez diye düşünüyorum.
Peki azaltmayı nasıl yaptın, bu da kolay değil diyeceksiniz. Evet başta size yazdıklarımın hiç biri kolay ve yapılabilir gelmeyecek. Ancak size bir altın anahtar vereyim. Siz de bu anahtarı her seferinde sabırla ve kararlılıkla kullanın. Bebeğinizle konuşun. Ona süreci anlatın. Onun anlayacağı cümleler kurun. Ve bu cümleleri her gün belirli zamanlarda sevecenlikle ona tekrar edin. Evet her bebeğin gelişimi farklıdır ve her bebeğin anladığı dili en iyi annesi bilir. Bebeğinizin anlayacağı cümleleri düşünün, kafanızda bir gün önceden ona düzenli olarak neler söyleyeceğinizi ve sürece nasıl hazırlayacağınızı belirleyin. Örneğin ben oğluma ilk aşamalarda şunları söyledim: "Yağız artık büyüyor, şimdi bir bebek ama yakında küçük bir abi olacak. Meme Yağız'a süt veriyor ve Yağız içtikçe büyüyor. Yağız büyüdükçe, süt yavaş yavaş azalıyor.". Biraz zaman geçtikte, yine benzer şeyleri tekrar edip şunu da ekledim: "Yağız büyüyor ve artık abi oluyor. Benim güzel oğlum yakında emmeden uyuyabilecek, çünkü o artık büyüyooor.". Bu cümlelerle birlikte önce gündüz emmelerini azaltmaya başladım. Daha sonra ise gece emmelerini azaltmaya başladım. Gündüz emmelerini azaltırken aslında bizim bir özel durumumuz bize yardımcı oldu. Sizin nasıldır bilmiyorum ama bizim emme olayımız iki farklı odada olabiliyordu gündüzleri. Öncelikle buna tek odada "sadece yattığı odada" olacak şekilde bir kural getirdim. Oğluma da bu kuralı söyledim tabi ki. Bu onun için bir engel oluşturdu. Salondan ayrılmamak için, çünkü oyuncakları orda, emme sayısını kendiliğinden biraz azaltmak zorunda kaldı :) Aynı zamanda, dışarıda daha fazla vakit geçirmeye çalıştım. Dışarda oyun oynarken bir süre bu konu aklına gelmiyordu. Zaten bir düzen kurup bunu bir kaç gün tekrar ettiğiniz zaman, hem siz hem çocuk buna ruhen ve bedenen uyum geliştiriyor olacaksınız. Evet siz naparsanız yapın çocuğunuz bu süreçte ikna olmamak için elinden geleni yapacak ama siz her adımı onu alıştırarak atarsanız, bir süre sonra onun da inat etme düzeyi gerilemeye başlayacak. Yeterki siz hep sabırlı ve kararlı olun. Bazı günler geri adım atma durumları olabilir. Hiç moralinizi bozmayın, ertesi gün kaldığınız yerden devam edin sürece, tabi çocuğunuza durumu açıklayarak. Sonuç olarak emme sürecini sadece sabah, öğlen yatmadan, gece yatmadan ve gece (uyanıp emme durumumuz da devam ediyordu hala) olacak duruma getirdik. Bu durumdayken, gece (uyku esnasında uyanıp emme) ve öğlen yatmadan emme sürecini sona erdirmeye karar verdim öncelikle. Amacım sadece sabah ve gece yatarken yani günde 2 kez olacak duruma getirmekti. Öğlen yatmadan olan emme seansını sonuçlandırmak nispeten kolay oldu. "Benim oğlum artık küçük bir abi oldu. Memede süt azalıyor, yakında bitecek. Çünkü artık oğluşum büyüyor. O da bizim gibi acıkınca mama yiyecek." ve öğlen yatırmaya götürmeden önce "Oğlum birazdan yatacağız ama meme emmeden uyuyacağız, çünkü süt azaldı artık sadece gece yatmadan geliyor" şeklinde cümlelerle onu duruma hazırladım. Ben bu cümleleri kurunca tabi ki çoğu zaman hemen kabul etmiyordu, direnip ağladığı bile olabiliyordu. Ama sonuç olarak siz onun için doğru bir şey yapmaya çalışıyorsunuz. Ve bunu en doğru şekliyle yapmaya çabalıyorsunuz. Bu şekilde direnmeler, zaman zaman ağlamalar olacaktır. Kararlılığınızı bozmayın. Sakin bir şekilde söylediğiniz şeyleri yineleyin. Eğer anlayamadığını düşünüyorsanız, daha farklı daha basit daha sakinleştirici cümleler kurun. Zamanla bu direnmeler azalacaktır. Gece emmelerini ise eşimin desteği ile bazı geceler daha çok ben bazı geceler daha çok eşim uykusuz kalarak azalttık ve sonunda da bitirdik. Çocuk gece uykusundan uyandığında tabi ki önceki alışkanlığını devam ettirmek istiyor, doğal olarak. Bunun daha sağlıklısı tabi ki "gece emmelerini" çok daha önceden belki de "memeden kesme" süreci başlamadan bitirmek olmalı. Çünkü biliyorsunuz bebeklerin geceleri beslenme gereksinimi bazı kaynaklara göre 6 ay bazı kaynaklara göre ise 1 yaşından sonra bitmiş oluyor. Yağız'da bu durum epey uzadı. Tabi burda benim hatam büyük. Bu aynı zamanda çocuğun uykusunu da bölen çok önemli bir sorun. Yani aslında, bizim memeden kesme sürecimiz gece emmesi de söz konusu olduğu için çok daha zordu ve ben buna rağmen kolay atlattım. Eğer umutsuzsanız öyle düşünün :) Her neyse, geceleri uyanıp meme diye tutturduğunda önce memede şuanda süt kalmadığını, sütün sabah güneş doğunca geleceğini söyleyerek kucağımda hafifçe sallayarak uyutmaya çalışıyordum. Ama tabi ki çok fazla direniyordu bu anlarda. En zoru bu anlar diyebilirim. Bu durumda babası alıyordu kucağına. Sonra yavrum sadece annem uyutsun yeter gibisinden tekrar beni istiyordu ve ben tekrar kucağıma aldığımda biraz sakinleşmiş olup uykuya dalıyordu. İşte bu şekilde bir süre uğraşarak gece emmelerini sona erdirdik. Sonuç olarak günde 2 ye düştü seanslar ve en son sabahı da bitirip günde 1 yani sadece gece uyumadan emme durumuna getirdik.
Sanırım bu duruma geldiğinde 29. ayımız yeni bitmişti. Bu aşamada süreci sonuçlandırmak çok zor olmadı. Artık her gece benzer cümleleri tekrar ederek ona güzellikle, sakinlikle yakında memede sütün biteceğini açıklıyor ve bunun onun büyüdüğü anlamına geldiğini, sevindirici, mutlu olunacak bir durum şeklinde anlatıyordum. Ve Yağız artık memeden ayrılmaya hazırdı. Bu süreci de bu şekilde sonlandırdık.
Çevremde hala memeye sirke, salça, acı biber sürerek, çocuğuna geri alınamaz travmalar yaşatarak memeden ayıran ve bunu bir marifetmiş gibi başkalarına anlatarak akıl vermeye çalışan insanlar görüyorum. Hayır ayıplamıyorum ama üzülüyorum. Ve çekinmiyorum, yaptıklarının doğru olmadığını söylüyorum onlara. Siz de çekinmeyin. Garipsenmekten korkmayın, yanlış yaptıklarını söyleyin onlara. Söyleyin ki birlikte yavaş yavaş değiştirelim böyle arızalı bakış açılarını, yanlış uygulamaları.
Evet, çocuğumuzun büyürken karşılaştığımız her bir süreç, yada büyüme aşaması, doğru uygulamaları bildiğimiz zaman aşılması kolay ancak yanlış uygulamalar söz konusu olduğunda geri dönüşü zor ve belki de çok sevdiğiniz yavrumuzda hiç istemediğimiz ve "keşke bilseydim de öyle yapmasaydım" dediğimiz olumsuz tecrübelere dönüşebiliyor bazen. Böyle olmaması için okumak, araştırmak ve tecrübeleri paylaşmak önemli diye düşünüyorum.
Oğlum Yağız, pek çok annenin kendi çocuğu için söylediği gibi anne sütüne oldukça düşkün bir çocuktu. Öyle ki "nasıl memeden keseceğim" konusu gözümde bir dağ gibi büyüyordu. Açıkçası çok zorlanacağımı hatta bu konuyu aşamayacağımı düşünüyordum. Ama durmadan okudum, araştırdım, yanlış bir şey yapmamak için. Eşimi de bilgilendirdim. Çünkü sadece anne olarak sizin bir şeyleri bilmeniz, öğrenmeniz yeterli değil ne yazık ki. Eşinizin de sizinle aynı bilgilere sahip olması lazım. Bunu hiç bir aşamada atlamamalısınız. Çünkü çocuğunuzun yanında eşinizin bilmeden söyleyeceği tek bir cümle dahi süreci olumsuz etkileyebilir. Mesela biz bu süreçte Yağıza asla "sen artık büyüdün, büyük çocuklar meme emmez, ama ayıp" vs. bu tarz şeyler söylemedik. Hatta eşim bu sürece hiç dahil olmadı diyebilirim (meme emmeden uyutma sürecine verdiği destek dışında). Çünkü bence doğrusu zaten budur. Bu süreç anne- bebek arasındadır. Başka bir kişinin (eş, anneanne, babaane vb.) sürece sözlü şekilde bile olsa dahil olması süreci her türlü olumsuz etkiler. Bebeğini emziren anne olduğu gibi, memeden kesmeye hazırlayacak olan da annedir. Memeden kesme sürecini anne kararlı bir şekilde başlattıktan sonra, çevresinde bebeğe en yakın olan ikinci kişi anneye fiziksel destek sağlayabilir.
Bir diğer önemli konu ise; (eğer annenin sütü yeterliyse) başta bebeğin anne sütü alma ihtiyacının yeterli süre karşılanmış olması ve sonra da annenin ruhen memeden kesme sürecine hazır olması diyebiliriz. Bebek için minimum yeterli süre biliyorsunuz ki 6 ay. Ancak sütünüz yeterliyse elbette ki çocuğunuzu 2 yaşına kadar emzirmeniz en doğrusu. Yağız'ı memeden kesmem ne kadar sürdü diye sorarsanız "30 ay" diyeceğim :) Ben 2 yaşına kadar emzirmeye kararlıydım. Çok şükür ki mümkün de oldu. 2 yaşına geldiğinde kesme sürecini araştırmaya başladım. Ancak henüz ne Yağız ne de ben ruhen bu süreci tamamlamaya hazır değildik, yani ben böyle hissediyordum. Ve çevremdeki insanların ne dediğini önemsemeden, oğlumu gereksiz bir travmaya sokmadan "azaltarak kesme" yöntemini uygulamaya karar verdim. Görüşlerine çok değer verdiğim Pedagog Adem Güneş'in kitabında da sürecin maksimum 30 aya kadar uzatılabileceği yazıyordu. Ben de bu görüşü dikkate aldım ve 2 yaşından sonra kararlı bir şekilde gün içerisindeki emme sıklığını azaltarak 30. ayda bu süreci sağlıklı bir şekilde sona erdirmeyi hedefledim. Burada önemli bir nokta da sizin; bu sürecin şak diye bitmeyeceğini ve bitmesinin de doğru olmadığını, bunun önceden planlanıp, zamana yayılarak sabırlı ve kararlı bir şekilde aşama aşama sonlandırılması gereken bir süreç olduğunu anlamanızdır. Yani kısacası ben memeden birden bire kesme yöntemini doğru bulmuyor ve kimseye mecbur kalmadığı taktirde önermiyorum. Çocuk onca ay alıştığı ve sadece süt değil sevgi ve güven aldığı ve güvenle bağlandığı bir şeyden aniden, zorla hiç alıştırılmadan hazırlanmadan ayırılırsa oluşacak travma hiç bir şekilde telafi edilemez diye düşünüyorum.
Peki azaltmayı nasıl yaptın, bu da kolay değil diyeceksiniz. Evet başta size yazdıklarımın hiç biri kolay ve yapılabilir gelmeyecek. Ancak size bir altın anahtar vereyim. Siz de bu anahtarı her seferinde sabırla ve kararlılıkla kullanın. Bebeğinizle konuşun. Ona süreci anlatın. Onun anlayacağı cümleler kurun. Ve bu cümleleri her gün belirli zamanlarda sevecenlikle ona tekrar edin. Evet her bebeğin gelişimi farklıdır ve her bebeğin anladığı dili en iyi annesi bilir. Bebeğinizin anlayacağı cümleleri düşünün, kafanızda bir gün önceden ona düzenli olarak neler söyleyeceğinizi ve sürece nasıl hazırlayacağınızı belirleyin. Örneğin ben oğluma ilk aşamalarda şunları söyledim: "Yağız artık büyüyor, şimdi bir bebek ama yakında küçük bir abi olacak. Meme Yağız'a süt veriyor ve Yağız içtikçe büyüyor. Yağız büyüdükçe, süt yavaş yavaş azalıyor.". Biraz zaman geçtikte, yine benzer şeyleri tekrar edip şunu da ekledim: "Yağız büyüyor ve artık abi oluyor. Benim güzel oğlum yakında emmeden uyuyabilecek, çünkü o artık büyüyooor.". Bu cümlelerle birlikte önce gündüz emmelerini azaltmaya başladım. Daha sonra ise gece emmelerini azaltmaya başladım. Gündüz emmelerini azaltırken aslında bizim bir özel durumumuz bize yardımcı oldu. Sizin nasıldır bilmiyorum ama bizim emme olayımız iki farklı odada olabiliyordu gündüzleri. Öncelikle buna tek odada "sadece yattığı odada" olacak şekilde bir kural getirdim. Oğluma da bu kuralı söyledim tabi ki. Bu onun için bir engel oluşturdu. Salondan ayrılmamak için, çünkü oyuncakları orda, emme sayısını kendiliğinden biraz azaltmak zorunda kaldı :) Aynı zamanda, dışarıda daha fazla vakit geçirmeye çalıştım. Dışarda oyun oynarken bir süre bu konu aklına gelmiyordu. Zaten bir düzen kurup bunu bir kaç gün tekrar ettiğiniz zaman, hem siz hem çocuk buna ruhen ve bedenen uyum geliştiriyor olacaksınız. Evet siz naparsanız yapın çocuğunuz bu süreçte ikna olmamak için elinden geleni yapacak ama siz her adımı onu alıştırarak atarsanız, bir süre sonra onun da inat etme düzeyi gerilemeye başlayacak. Yeterki siz hep sabırlı ve kararlı olun. Bazı günler geri adım atma durumları olabilir. Hiç moralinizi bozmayın, ertesi gün kaldığınız yerden devam edin sürece, tabi çocuğunuza durumu açıklayarak. Sonuç olarak emme sürecini sadece sabah, öğlen yatmadan, gece yatmadan ve gece (uyanıp emme durumumuz da devam ediyordu hala) olacak duruma getirdik. Bu durumdayken, gece (uyku esnasında uyanıp emme) ve öğlen yatmadan emme sürecini sona erdirmeye karar verdim öncelikle. Amacım sadece sabah ve gece yatarken yani günde 2 kez olacak duruma getirmekti. Öğlen yatmadan olan emme seansını sonuçlandırmak nispeten kolay oldu. "Benim oğlum artık küçük bir abi oldu. Memede süt azalıyor, yakında bitecek. Çünkü artık oğluşum büyüyor. O da bizim gibi acıkınca mama yiyecek." ve öğlen yatırmaya götürmeden önce "Oğlum birazdan yatacağız ama meme emmeden uyuyacağız, çünkü süt azaldı artık sadece gece yatmadan geliyor" şeklinde cümlelerle onu duruma hazırladım. Ben bu cümleleri kurunca tabi ki çoğu zaman hemen kabul etmiyordu, direnip ağladığı bile olabiliyordu. Ama sonuç olarak siz onun için doğru bir şey yapmaya çalışıyorsunuz. Ve bunu en doğru şekliyle yapmaya çabalıyorsunuz. Bu şekilde direnmeler, zaman zaman ağlamalar olacaktır. Kararlılığınızı bozmayın. Sakin bir şekilde söylediğiniz şeyleri yineleyin. Eğer anlayamadığını düşünüyorsanız, daha farklı daha basit daha sakinleştirici cümleler kurun. Zamanla bu direnmeler azalacaktır. Gece emmelerini ise eşimin desteği ile bazı geceler daha çok ben bazı geceler daha çok eşim uykusuz kalarak azalttık ve sonunda da bitirdik. Çocuk gece uykusundan uyandığında tabi ki önceki alışkanlığını devam ettirmek istiyor, doğal olarak. Bunun daha sağlıklısı tabi ki "gece emmelerini" çok daha önceden belki de "memeden kesme" süreci başlamadan bitirmek olmalı. Çünkü biliyorsunuz bebeklerin geceleri beslenme gereksinimi bazı kaynaklara göre 6 ay bazı kaynaklara göre ise 1 yaşından sonra bitmiş oluyor. Yağız'da bu durum epey uzadı. Tabi burda benim hatam büyük. Bu aynı zamanda çocuğun uykusunu da bölen çok önemli bir sorun. Yani aslında, bizim memeden kesme sürecimiz gece emmesi de söz konusu olduğu için çok daha zordu ve ben buna rağmen kolay atlattım. Eğer umutsuzsanız öyle düşünün :) Her neyse, geceleri uyanıp meme diye tutturduğunda önce memede şuanda süt kalmadığını, sütün sabah güneş doğunca geleceğini söyleyerek kucağımda hafifçe sallayarak uyutmaya çalışıyordum. Ama tabi ki çok fazla direniyordu bu anlarda. En zoru bu anlar diyebilirim. Bu durumda babası alıyordu kucağına. Sonra yavrum sadece annem uyutsun yeter gibisinden tekrar beni istiyordu ve ben tekrar kucağıma aldığımda biraz sakinleşmiş olup uykuya dalıyordu. İşte bu şekilde bir süre uğraşarak gece emmelerini sona erdirdik. Sonuç olarak günde 2 ye düştü seanslar ve en son sabahı da bitirip günde 1 yani sadece gece uyumadan emme durumuna getirdik.
Sanırım bu duruma geldiğinde 29. ayımız yeni bitmişti. Bu aşamada süreci sonuçlandırmak çok zor olmadı. Artık her gece benzer cümleleri tekrar ederek ona güzellikle, sakinlikle yakında memede sütün biteceğini açıklıyor ve bunun onun büyüdüğü anlamına geldiğini, sevindirici, mutlu olunacak bir durum şeklinde anlatıyordum. Ve Yağız artık memeden ayrılmaya hazırdı. Bu süreci de bu şekilde sonlandırdık.
Çevremde hala memeye sirke, salça, acı biber sürerek, çocuğuna geri alınamaz travmalar yaşatarak memeden ayıran ve bunu bir marifetmiş gibi başkalarına anlatarak akıl vermeye çalışan insanlar görüyorum. Hayır ayıplamıyorum ama üzülüyorum. Ve çekinmiyorum, yaptıklarının doğru olmadığını söylüyorum onlara. Siz de çekinmeyin. Garipsenmekten korkmayın, yanlış yaptıklarını söyleyin onlara. Söyleyin ki birlikte yavaş yavaş değiştirelim böyle arızalı bakış açılarını, yanlış uygulamaları.
Yorumlar
Yorum Gönder